12 Nisan 2012 Perşembe

VAROLMAYAN ÜLKE





Anne olalı henüz 14 ay oldu ama anneliğin bir rekabet kurumu olduğunu anlamama yetti bu süre. Mesela, yanımdan geçen bir diğer bebekli annenin yan gözle Ege’yi incelemesinin altında genellikle ‘Ay maşallah çok şeker’ düşüncesi değil, kafadan hızla yapılan bir boy x kilo x ay karşılaştırması olduğunu biliyorum artık. Biliyorum çünkü aynı şeyi ben de yapıyorum.
‘Bebeğimi hastanede kucağıma verdikleri milisaniyede ışık hızıyla ona aşık oldum!’ diyenlerin aslında ‘O kadar çok bu lafları duydum ki, ben de söylemezsem duygusuzun teki durumuna düşerim’ diye düşündüklerini, bu yüzden üzüldüklerini biliyorum.
‘Lohusalıkta ben bulutların üzerindeydim, diğerleri amma abartıyorlar’ diyenlerin lohusalığının malesef hala sürmekte olduğunu da biliyorum. Seslerinin titremesinden anlıyorum.
‘Bizimki maşallah akşam 8 dedin mi uyuyor, sabah 9da kalkıyor’ diyenlerin gözlerinin altındaki morlukları görmezden gelip bir ‘Maşallah’ da ben diyorum.
Çocuğun ateşi çıkarsa ne yapılacak, iki salise sonra ne yiyecek, saç hangi fırçayla taranır, konak nasıl şey olur, tırnakları nasıl şeyedilir çok bilen güvenli annelerin aslında içlerinden gizlice panik atak geçirdiklerini de anlamış bulunuyorum.
En önemlisi, bütün bunların o Allahın cezası ‘Kutsal Anne İllüzyonu’ndan kaynaklandığını biliyorum. Bu Kutsal Annelik denen meret aynı Amerikan rüyası gibi bir şey. Aslında yok ama olduğuna ve bazılarının buna ulaştığına inanmamız için birileri elinden geleni yapıyor. Sanki çocuğunu dört dörtlük yetiştiren, hiçbir şeyini eksik etmeyen, sevgi dolu, fedakar, pamuk annelerin yaşadığı bir Kutsal Anne Ülkesi var ve eğer çocuğunuz yemek yemeyip geceleri de uyumuyorsa size oranın vizesini vermiyorlar. Ancak çocuğunun organik meyvesini saatinde yedirip, günlük Mozart dinletisini yaptırıp, 6 aylıkken okuma yazmayı söktüren ve bunları yaparken kıyafetlerinin hiç kirlenmemesini beceren anneler bu ülkeye girmek için başvuruda bulunabiliyor. Reklamcıların, anneannelerin, kayınvalidelerin ve komşuların oluşturduğu bilirkişi heyeti eğer başvuruyu onaylarsa, ikamet izni alınabiliyor. ‘Sıkıldım, bıktım, bunaldım, yoruldum, baydım, yetti be!’ derseniz sizi çocuğunu ihmal eden kötü ve çirkin annelerin yaşadığı Anti Kutsal ülkesine yolluyorlar. Hele bir de hamilelikteki kiloları hala veremediyseniz, ceza olarak Ebru Şallı ile zorunlu pilates derslerine giriyorsunuz.
Iyi de, bütün bunları kim uyduruyor? Kim ne zaman nerede nasıl ikna etti herkesi anneliğin aslında nasıl bir şey olması gerektiğine? Deterjan reklamlarındaki o ideal kadınlar nerede yaşıyorlar, hangi ülkenin hangi banliyösünde ikamet ediyorlar gürbüz çocukları ve müstakil evleriyle? İnternetteki anne-bebe bloglarındaki kadınlar nasıl her şeyi biliyorlar, doğduklarından beri anneler mi? Çocuğunuz olunca çocuklarla ilgili her şeyden anlamak kanun hükmünde kararname ile zorunlu hale mi getirildi? Çocuğu olan köşe yazarlarının hayatı nasıl oluyor da bu kadar mükemmel olabiliyor? Onların çocukları nasıl bu kadar ‘özel’ olabiliyor? Neden bunları okuyunca insan ‘ben nerede yanlış yapıyorum?’ duygusundan kurtulamıyor? Neden başka bir anne çocuğu uyumadığı halde uyuduğunu söylüyor? Bir çocuğun uyku uyumaması ya da yemek yememesi ne zamandan beri saklanacak bir şey haline geldi? Bu ‘Kutsal Anne İllüzyonu’na layık olabilmek için her birimizin bu kadar çırpınması yetmedi mi? Kutsal, fedakar, cenneti ayaklarının altına paspas yapmış olmak nasıl bir yük koyuveriyor kadınların sırtına, kimse fark etmedi mi?
Yemeyip yedirmek, giymeyip giydirmek, gençliğini feda etmek, saçını süpürge etmek laflarını ilk kim nerede çıkardı. Bunlar kimin başının altından çıktıysa, o kişiyle tanışmak istiyorum.
Canım gözaltları mor, kafası uykusuzluktan bulanmış, vücüdu yorgun düşmüş anneler. Gelin biz kapısını aşındırıp durduğumuz Kutsal Anne Ülkesi’ni unutup kendi ülkemizi kuralım. Sarsak, sakar, uykulu, fazla kilolu, saç boyasının dibi gelmiş, her şeyden anlamayan, bazen çok sıkılan ve isyan eden bütün annelerin vizesiz, sorgusuz sualsiz girdiği bir ülke olsun burası. Yemeklerin altının yandığı, çamaşırların yıkanmayı unuttuğu ve işyerindeki o çok önemli toplanıya herkesin saçında bebek kusmuğuyla katıldığı bir ülke. Eğlenmenin derli toplu olmaktan daha kıymetli olduğu, Baby Mozart cd’sinin bulunmadığı, çamaşır suyu ve leke çıkarıcıların satılmadığı, parklarda köpek sevmenin serbest olduğu, uykusuzlukla yanlış dosyanın yanlış insanlara mail atıldığı, kıyafetlerin üzerinde sebze çorbası lekelerinin olduğu, kimsenin kendisini kimseyle kıyaslamadığı bir ülke. Çocuklarını kusursuzlukla değil, sevgiyle yetiştiren, kutsal değil sıradan annelerin yaşadığı ve birbirini yargılamadığı bir ülke. Anayasasının ilk maddesinde ‘Hata yapmak da anneliğe dahil’ yazan bir ülke.
Olmaz mı?
Banu Kiremitçi BozkurtFreelance Yazar

11 yorum:

  1. Çok çok çok beğendim. Adres verin o ülkeye ışınlanacağım hemen kusmuk lekeli kıyafetler ve meyve suyu püskürtülmüş üst başımla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bende çok beğendim ve paylaşmak istedim ne kadar doğru tespitler.toplu halde gidelim o ülkeye.

      Sil
  2. Herkesin bu fikirlere katıldığı ama ekranı kapattiginda kendini kutsal anne ilan ettiğine eminim;) guzel paylaşım icin teşekkürler ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. katılıyorum keşke boşverebilsek.rica ederim

      Sil
  3. çok çok çok doğru sözler bunlar, çevremde anne olan herkes nirvanaya erişmiş gibi konuşuyor..çok beğendim, yayınladığın için sağol:))9

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen öyle bir şeyki bütün anneleri alıyor canım.rica ederim

      Sil
  4. harika bir yazı okudum sayende...
    ve sorunun bende olmadığına ikna olmuş durumdayım...
    hadi anti kutsal ülkeye gelin benimle...
    paylaşım için çok teşekkürler
    sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. beğendiğinize sevindim.Evet bende anti kutsal ülkedeyim sürekli şikayet ettiğim için.Rica ederim sevgiler

      Sil
  5. Olur:)) Ara sıra yorgunluktan, uykusuzluktan pili bitince, çocuğunu camdan fırlatıvermeyi içinden geçirmediğini söyleyen annelere de inanma:))

    YanıtlaSil
  6. Süper bir yazı yaaa, çok beğendim. Paylaşım için teşekkürler :)

    YanıtlaSil