29 Şubat 2012 Çarşamba

KÜPELER KAYBOLMASIN

 bunlar ilaç saklama kutuları.Küçük küpeleri saklamakta çok işe yarıyor kaybolma derdi ortadan kalkıyor.
bunlarda takı askılarım

27 Şubat 2012 Pazartesi

ANNE MİYİM BEN

Vallahi bıktım canımdan bezdim.3 yaşında herşeye aklı eren bir çocuk gece kalkınca ne istediğini söyleyemezmi?Sadece bir gece değil hep böyle.Yatak da ağlamalar bağırmalar ordan oraya kendini atmalar.Kucağıma gelmez.Gelsede atar kendini.Anlayamıyorum derdini.Oğlum su mu istiyosun?karnın mı ağrıyo?Çişin mi geldi?Sadece bağırmalar ağlamalar.Annesi olarak bu çocuğu hiç anlayamıyorum.Bana karşı çok zalim.Sevemiyorum ya oğlumu daha ötesi var mı?Sevemiyorum derken çok seviyorum ama sevgimi göstermeye vakit bırakmıyor.Dur yapma etme demekten sinir küpü gibi dolaşıyorum.Zaten izin vermez sarılmama öpmeme doğru düzgün.3 yılda 10 yılım gitti yemin ederim.Cinlerim tepeme geliyor artık.Anne olduğumu anlamadım ya daha ötesi var mı?Bu nasıl bir acıdır bilemezsiniz.Ne bebekliğini yaşadım hiçbirşey hatırlamıyorum.Nede bugünleri hatırlayacağım.Ne zormuş çocuk büyütmek.Bol bol dua ediyorum.Allah bana ve diğer bütün annelere sabır versin.

ZEBRA KEK YAPTIM

Bilindik bir tarif .hiç denememiştim.Biraz uğraştırdı ama güzel oldu.

En pahalı bedeli ödeyip en ucuz hayatı yaşamak



İstanbul 'da yaşamak gün  geçtikçe  zorlaşıyor. Trafiğini,insanlarını,gürültüsünü kaldıramıyorum artık.Üç üçbuçuk saat yolda geçer mi?Bir yakadan diğer yakaya gitmek işkence.İstanbul 'da evin ve araban varsa ancak biraz daha rahatsın.Ama bizim gibi memur ailesiysen yaşamak çok zor.En pahalı bedelleri verip,en ucuz hayatı yaşıcaksın başka çare yok.En büyük lüksün ayda bir kere güzel bir yerde yemek yemek yada bir tiyatro olabilir.Ev alma şansın zaten yok.İki ailede fasfakir.Birikmiş olmayınca nerden alıcaksın?Zaten bir kere düşündük emlak fiyatlarını yükselttik:)))Çocuk olunca daha zor.Eğitime başlayınca bir kira kadar da ona  harcıcaksın.Diğer şansımızda Eskişehir de yaşamak.Güzel bir şehir beğeniyorum.Öğrenci memleketi olunca yok yok.Kaynanamlar orda büyük bir eksi işte.Oraya gitsem herşeyim olur.Evim,arabam.Kaynanam çocuğa da bakar.İşe de başlarım.Hayatı daha iyi yaşarım.Ama huzurum olur mu?Psikolojim nasıl olur?Eşimle bunları göze alamadığımız için gidemiyoruz.Onlarla iyi anlaşsaydım kesin giderdim.Kaynanamın en büyük arzusu oraya yerleşmemiz.Ama işte gerisi var.Burda evim yok arabam yok ama en azından huzurum var.Bence en önemlisi de bu.Bazı şeyler insanın arzusuyla ilgili durum.İstekler bitmez.Elbette insan evi olsun arabası olsun ister.Ama olmayınca da olmuyor.En önemlisi sağlık ve huzur.Gerisi boş.En kral evde oturup huzurum olmadıktan sonra napim ben öyle evi?Çok şükür mutluyum.Mutluluk bizim elimizde .Sıfır beklenti sonsuz mutluluk.

26 Şubat 2012 Pazar

Sen nasıl bişeysin öyle

Çok sevipte giyememek ne demektir bilirmisin?Şakkıdı şakkıdı gezmek istemek ama hep babetlere sporlara talim etmek.Kazara heveslenip giydiğinde de ayaklarının acısından duramamak.Bir gün benim olcaksınız.
Bir zaman gelecek hergün ayağımda topuklu ayakkabı olcak söz veriyorum kendime:))))

25 Şubat 2012 Cumartesi

İNCİR KUŞLARI



Sinan Akyüz'den Yüreğinize Dokunacak Bir Kitap!


Arka kapak:


Aynı ırktan geliyorlardı. Aynı dili konuşuyorlardı. Bir tek dinleri farklıydı. Biri Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırp'tı. İkisi de konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki genç, güzeller güzeli Suada'ya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise "Kalbimde iki kişiye yer yok" cevabını almıştı.

Takvim yaprakları 6 Nisan 1992'yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere... Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu, savruldu, savruldu.. Sonra da kader onu bir zamanlar 'hayır' dediği genç adamın eline esir düşürdü. Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna bakmış "Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun Suada?" demişti.

Modern zamanlarda Avrupa'da yaşanmış bir soykırımda, kadere inananların romanıdır İncir Kuşları...


Savaşın bin türlü işkencesininden geçen Suada'nın, sevdiği adama kavuşma umuduyla yaşayıp, reddettiği erkeğin intikamı arasında gerçek öyküsü.Ağlayarak okudum. Herkese tavsiye ederim.

Aman aman kaynana

Katlanamıyorum.Evimi benden başkasının karıştırmasına temizlemesine dayanamıyorum.Kaynanamdan bahsediyorum başka kim olacakki?Ben dışarı çıkıp gelene kadar eşimin ütülenmiş gömleklerini döküp yeniden yıkamaya kalkmalar.Çekmeceleri yeniden düzenlemeye kalkmalar.Sadece eşimin yastık kılıfını değiştirmeler:)))Oraya gittiğimizde biz evde yokken valizimizi döküp yeniden düzenlemeler.Kim bu hakkı veriyorki ona.Hayır ana kız gibide değilizki.Annem zaten böyle karıştıramaz.Karşı çıkınca ben size yardım etmek istemiştim diyor.Kaç kez tartıştık bundan dolayı.Yok anam değişmiyor.Hoşlanmıyorum başka bir kadının benim düzenimi bozmasını.Üstelik eksiğini arar yani.Belki bu temizlik işi başkalarının hoşuna gidebilir.Ohhh ne güzel yapıyor ne söyleniyorsun diyebilirsiniz.Beni hizmet açısından kullanmaya çalışmıyor bazı kayınvalideler gibi.Ama ben istemiyorum.Yüzü gülsün ben ona her hizmeti yaparım.Yüzüde gülmez.Yine burda işte evin altını üstüne getirdi.Neymiş yardım etcekmiş.Kadın resmen köle ruhlu.Kaç aydır torununu görmemiş temizlik yapcak diye onunla bile ilgilenmiyor doğru düzgün.Kendi evimde misafir gibi oturuyorum.Çıkıyorum geziyorum gözüm görmesin bari, deliriyorum yoksa.Allah bana ve tüm gelinlere sabır versin.

ÖRSÖK BERE



Biraz uzun oldu ama güzel oldu.Örneğini çaçaron blogdan bakabilirsinizhttp://cacaronblog.blogspot.com/2012/02/or-sok-bere.html

24 Şubat 2012 Cuma

KENDİMİZE YATIRIM

Tek hayalim az eşyayla yaşamak.Tıka basa dolu ev beni rahatsız ediyor.Ben mi eşyalara hizmet ediyorum onlar mı bana belli değil.Ne gerek var vitrinlere?İçinde de kullanılmayan kristaller,vazolar,ıvır zıvırlar.Ev üstüme üstüme geliyor.Kullanmadığım herşeyi atmak istiyorum.Evlenirken insan hevesleniyorya.Yok koltuk takımı yok vitrin takımı.Anamda sağolsun bir şeyden üç tane.Danteller zaten ayrı bir mevzu.Hepsini geri gönderdim.Aldım kocaman koltukları ne gerek varsa kiracı adama?Şimdide onlardan kurtulmak istiyorum.Aman lazım olur diye bekleyen bir sürü şey.Belki birinin ihtiyacı var.Boşuna bekletiyoruz öyle.Bir kıyafeti o kış yada o yaz giymediysen ihtiyaç sahibine verceksin.Baya elden çıkardım da daha da var.Nefes alacak yer yok insan mutsuz oluyor.Hayatımızda bir biz yokuz başka herşey var.Bir de bunlar için para ödüyoruz sıkıntısını çekiyoruz ama gene mutsuzuz.Alışveriş çılgınlığı yaşıyoruz.Hiç ihtiyacım var mı diye sormuyoruz.Dave Bruno’nun 2010 yılında Amerika’da yayımlanan kitabı “100  parça eşya ile yaşamak” tüm dünyada büyük ilgi gördü.Herşey için sadece 100 eşya yetermi?İnsanı yaşadığı tecrübeler daha çok mutlu ediyormuş mesela bir ruj almak yerine bir sinemaya gitmek.Aslında gereksiz  harcadığımız paraları kendimize yatırım olarak kullansak daha mutlu oluruz.Tiyatroya gitmek,sinemaya gitmek belki ayda bir kere çok istediğimiz bir şeyi yapmak.Ama dolduruyoruz evi tıkıyoruz kendimizide içine sonra mutsuz olup depresyona giriyoruz.Hayatta sadece seyirciyiz hiçbirşeyin sahibi değiliz.

23 Şubat 2012 Perşembe

oğlumdan inciler

-günaydın küçük hanım.:)))
-koca popolu seni:))
-bilgisayarıma kimse dokunmasın(yeni aldığımız çocuk bilgisayarı hakkında)
-sanırım çişim geliyo


çok sinirlendirdi beni bana diyoki
sana para verim bana kızma
çikolata verdim
ben de size büyüyünce meyve suyu alcam

Oğlum babasıyla birlikte yıkanıyor eşime diyorumki sırtınıda kesele oğlum bağırıyor:
kesmeyiiiiinnn benii:)))

Anne süpriz yumurta aldınmı
hayır oğlum unuttum
Senin unuttum diyen dillerini yerim:)))

KARDEŞ ŞART MI?

Bir oğlum var.Başka çocuk isteyemiyorum yada istemiyorum.O kadar zor günler yaşadımki (halada yaşıyorum)aynı günleri baştan yaşamak istemiyorum.Kadınlar hayretle karşılıyor bu durumumu.Aaaa olmaz kardeşsiz olmaz.Aaaa yapmıcakmısın olmaz.İnsanın kardeşi olması çok güzel.Bende isterim evladımın kardeşi olsun.Zaten annelik böyle birşey bir çocuk yapmakla bitmiyor ee yalnız mı olcak bize bir şey olursa nolcak vs.Hem maddi hem manevi şartlar çok zor.Yeni bir çocuk olması demek aslında oğluma belki dahada zarar vercek?Nasıl?Başta kreşe gidemicek.Sonra ben iş hayatına dönemicem.Yeni doğan bebenin sağlıklı olcağı veya zor bir çocuk olmayacağı ne malum?İkimizinde hayatı bitecek.Allah rızkını verir evet ama yardım edecek kimseniz yoksa çok zor.İki saat çocuğa birinin bakması ne büyük bir nimettir ben bunu çok yaşayamadım.Dün parkta bir kadınla karşılaştık oda oğlunu parka getirmişti.Sohbet sırasında ben bitane daha yapcam dedi.Ben istemiyorum deyince çok şaşırdı.Annem de kayınvalidemde yardım ediyor haftasonları çocuk onlarda kalıyor dedi bebekliğinden beri.Nefes aldırmışlar yani.Bide lütfen çocuk düşünmeyen birine ısrar etmeyin.Var bende öyle tanıdıklar arkadaşlar.Aaaa buna birşey olursa napcaksın.Tabiki Allah korusun ama Allahtan gelene napabilirsin.Sanki kadının başka görevi yok sadece anne.Tabiki en kutsalı annelik.Ama biz de bir bireyiz.Geçende bir forumda kadın baya bıkmış çocuktan şikayet ediyordu vay efendim o anneymiş nasıl şikayet edermiş.Eeee o insan değilmi?Eşimin dediği şu sen mutlu olursan biz mutlu oluruz.Sen mutlu olmazsan biz olamayız.İçimde kalan çok şey oldu.Oğlumun bebekliğini düşününce sadece sıkıntı gerginlik hatırlıyorum.Onu kucağımda sevdimmi?Hiçbirşey yaşayamadım.Ancak maddi imkanlar süper olcak gece gündüz bakıcı gelcek anca öyle çocuk yaparım.Bana sadece sevmesi kalcak.İnsan yetiştiriyorsun ve bu düşündüğümüzden de zor.Allah bütün annelere sabırlar versin.

22 Şubat 2012 Çarşamba

FİNCAN KEKİ




Yanında sevdiklerin varsa herşeyin tadı başka oluyor.Tarifte arasına krema konuluyor ama ben üstüne koydum.Tencerede çay fincanlarının içinde muhteşem tat.Dikkat anında tükenir.


SOYADIMA DOKUNMA

Erkek kardeşim yok benim.Bundan şikayetçide değilim.Üç kız kardeşiz.Evlenirken kendi soyadımı da taşımak istedim aynı zamanda.Eşim bu konuda gayet anlayışlı davrandı ki kavga çıkaran erkekler olduğunu çok duydum.Noluyo ki kadın kendi babasının soyadınıda taşıyınca.Bana bişey olmadı.Kanun bana böyle bir hak vermişse kullanırım.Sonuçta çocuğuna veremiyorsun tamam ama kendin taşıyabiliyorsun.İşlem de çok basit.Bir dilekçeyle başvurabiliyorsun.Ben de verdim dilekçemi.Balayından döndükten sonra nüfus cüzdanlarımızı almaya gittik.Allahım dilekçe oraya gitmemiş.Ve sadece eşimin soyadı var kimlikte.Öyle çok üzüldümki.Sanki beni değiştirdiler.Bambaşka biri yaptılar :))Ağladım biraz.Şimdi evet çok komik geliyor.Ama o beklentiyle gitmeyince baya koymuştu.Ben benlikten çıkmıştım sanki :))Eşim dedi gidelim belediyeye itiraz edelim.Bırak dedim olan olmuş böyle kalsın.Olmaz dedi.Gittik belediyeye.(Allah razı olsun)Nikahımızı kıyan memur orda.Dedik böyle böyle.Dedi erkek kardeşin var mı senin?Yok dedim.Hani varsa bizi uğraştırma gibilerinden.Dilekçe aradılar telefon açtılar vs.hallettik yani.İki soyadınıda taşıyorum.Kaynanam görünce şok geçirdi.O mu vercek çocuklara soyadını(eşim tek erkek).İyi vermicekse kullansın(ne hali varsa görsün ozaman :)))
Kadınlar bu hak bize kanunlar tarafından verilmiş.Eğer çok istiyorsanız erkek kardeşiniz de olsa gerekirse söke söke alın.

21 Şubat 2012 Salı

ALAYINA İSYAN

Aşağıda okuyacaklarınız hayal ürünü değildir.Tamamen gerçektir.Ailem tarafından yalnız bırakıldım doğumdan sonra.Çok da yakınız birbirimize.İçine at at dayanamadım sonunda kardeşlerime mail attım:


3 yıldır depresyondayım.Ve bu artık benim ailemde sıradan bir olay.Oğlum durmaz ben çekerim bu iş hep böyle.Herkes bir parmak attı depresyona girmem için.Ben sizleri okadar çok seviyorumki okadar ince düşünüyorumki sizin için, maalesef aynı duyguları taşımadığımızı geçde olsa anladım.Doğum beni çok mallaştırdı.Gereken tepkileri hiçbir zaman yerinde ve zamanında veremedim.Hem mallaştığım için hemde size bişi diyemediğim için içime ata ata ya verem olcam ya kanser olcam sonunda.Kaynanamdan dahada kırgınım size.Çünkü insanın canı ciğeri daha çok yakıyormuş anladım.İyi gününüzde kötü gününüzde elimden geldiğince maddi manevi yanınızda olmaya çalıştım.Ama siz hiç yoktunuz kötü günümde.uykusuz günlerim oldu cinnet geçirdiğim günlerim oldu intihar etmek istediğim günlerim oldu kaçmak istediğim günler oldu.Oğlum durmuyo diye değil ,geceleri annem yok kimse yok diye ağlardım.Annem ya koşa koşa n.ye(ortanca kardeşim) yada y.ye(küçük kardeşim) gitmişti.Yada biryerlerdeydi işte.Çünkü öyle ağzıma s.çmışlardıki ot gibiydim.Maalesef ailem de dahil kimse anlamadı.Galiba benim zannettiğim gibi bir kardeşlik yokmuş aramızda.evet benim çocuğum kimse bakmak zorunda değil.Ama ben neyinizim.Benim kötü günlerim bu 3 yılımdı işte halada sıkıntılarım var ama onlarıda aşıcam.Ogünleri atlattıysam bugünler hiçbişey değil benim için.Ama içimde çok şey kırıldı size karşı..Ailemede yakınım sözde.Uzak olsaydımda uzaktayım diye ağlasaydım keşke.Burda olsalardı yardımcı olurlardı diye kendimi avutsaydım.Zannettiğim kadar kimsenin beni sevdiğini sanmıyorum.Ben size çok değer vermişim okadar.Hiçbir beklentim yok kimseden.Kendi kendime mücadele ettim halada ediyorum.Bunlarıda benim için bir şey yapın diye yazmıyorum.Korkmayın bırakmam oğlumu bakmak istemeyen insanlara.Akşam ben 2-3 saat arkadaşıma gitcem diye kimseyede minnet etmem.otururum evimde napalım.Sadece içimi dökmeliydim.HOŞÇAKALIN.

Şu sözlerde çok hoşuma gitti

Konuşmamız gereken şeyler var, susmamız gereken yerler ve yerinin gelmesine rağmen ağızdan çıkmayı reddeden kelimeler. Edilen yeminler var, tutulmayan sözler ve ardında bir ceset bırakıp gidenler var. Nedenler var,"Nedenler", neden sevmedinler, neden gelmedinler, neden gittinler. Hayatımızın içine edenler var. Bunu yaparken bile bize "seviyorum" diyenler...

İLK MİM NİLAYS-WORLD'DEN

İlk mim arkadaşımdan geldi kendisine bu ince davranışından dolayı teşekkür ederim


1.En sevdiğin şeyler nelerdir nelerden hoşlanırsın

Bilgisayarda vakit geçirmek,film izlemek,tiyatroya gitmek,uyumak,kitap okumak,ailemle dostlarımla vakit geçirmek.


2.Bilgisayarda vaktini neler yaparak geçirirsin

Şu sıralar blogta onun dışında film ,dizi izleyerek


3.En sevdiğiniz filmler nelerdir veya hafızanızda kalan kesinlikle izleyin dediğiniz

incir reçeli,aşk tesadüfleri sever


4.Şu sıralar almak istediğiniz şeylerin listesini yapsanız bunlar neler olurdu

ilk sırada ve listenin başından hiç inmeyen şey ev olurdu



5.şu sıralar dinlediğiniz şarkılar 3 tane


halil sezai-paramparça

enya-only time

model-değmesin ellerimiz



teşekkür ediyorum

BEİNG ERİCA


Erica Strange, hayatındaki pişmanlıklarla başedebilmek için bir uzmanla görüşmeye başlar. Ve zamanla Erica, kendisine danışmanlık yapan Psikiyatrist Tom'un zamanı geriye götürme ve geçmiş olayları değiştime yeteneği olduğunu fark eder.

Bu bir saat sürecek olan dizi, Erica Strange 'in hayatını konu alacak. Her bir bölümde, Erica geçmişinden dersler alarak ilerleyecek, bunu geçmişindeki hatalarını ortadan kaldırmak ve geleceğine iyi bir şekilde yön vermek için yapacak.


30 lu yaşlara gelmiş hayatında herşeyden pişmanlık duyan bir kızın eğlenceli hikayesi.2.sezondayım.Tavsiye ederim

20 Şubat 2012 Pazartesi

oğlumdan inciler

-oğlum artık bezi bırakmalı tuvalete gitmeliyiz
-ama benim tuvalet eğitimim yok:))

-oğlum gelip yemeğini yesene
-sporumu yapimde bi(sehpaların altından geçmektedir)


Bize vurduğu için eşimle oğluma küsmüştük.
-anne çok mu üzdüm seni
-evet bize vurunca çok üzülüyoruz
-sende herşeye kızıyosun:))

BİBER YİYEN ÇOCUK



Oğlumun yemek yemesi herzaman işkence oldu benim için.Emmeyen,mama yemeyen hatta hiçbirşey yemeyip hava ve suyla yaşayacak bir çocuktu.Ne yapacağımın yanında birde ne oyun bulsam derdim vardı.Önlükten sıkılıyordu paşamız.Döke saça yedirmeye çalıştım.Banyoda araba yıkamalar,köpükle oynamalar,reklamları takip etmeler,mutfakta suyla oynamalar,küvette araba yüzdürmeler vs.Zayıf bir çocuk oldu.Zayıf olması mühim değil ama bağışıklık sistemide zayıf.Sık sık hasta oluyor.Artık kolay kolay yemek seçmiyor.Yine oturup doğru düzgün yemiyor oyunla yiyor ama napalım.Çocukların sevdiği yiyecekler dışında karnıbahar,ıspanak,göbek salata,mor lahana,biber yiyor.Bu resimde markette tutturmuştu biber yicem diye yıkattırıp almıştık.Çok zor çok garip oğlum var vesselam.

ATMADIM DEĞERLENDİRDİM



İşe yaramayan cd den bardak altlığı yaptım.Biraz zaman alıcı ama hoşuma gitti.Hem kalan ipler değerleniyor hemde cdler çöpe gitmemiş oluyor.

19 Şubat 2012 Pazar

MUTLU PAZARLAR

ACEMİ İŞİ



Kaç zaman önce heveslenip yapmıştım.Bayada uğraşmışım.Şimdilerde pek içimden gelmiyor

KOTTAN POŞET TORBASI




eşimin eski kotundan yaptım)) bir paçasından uzunlamasına kestim üzerindekilerde benim kotumdan parçalar kenarlarına haroşa iple tığla geçip diktim dikiş izi belli olmasın diye o tavşanda benim bir badimden küçük geliyordu yukarısına ve aşağıya lastik geçirip diktim çok kolay eşim kotum ne hale gelmiş dedi ))

18 Şubat 2012 Cumartesi

BU SOĞUKTA İYİ GİDER


Bu fincan mı kasemi artık neyse çorba içmeye bayılıyorum.Kocaman bir kahve de mis gibi olur.

3 yaş sendromu



Oğlum 2009 doğumlu.Çok zor bir çocuk.Hastalıklarla geçen 3 yıl.Şimdi sağlık durumu iyi Allaha bin şükür.3 yaş sendromundayız.Beni ağlatana kadar savaşıyor benimle.Herşeye hayır diyor.Hayır dediğim şeyleri inatla yapmaya çalışıyor.Önceden inatçılık vardı ama yaramazlık yoktu.Sözümü dinlerdi bir şekilde.Markette beni rezil etmezdi.Benle yarışmak için caddede elimi bırakıp koşmaya başlıyor.Canımdan can gidiyor tabi benim o sırada.Depreyona soktu beni en sonunda.İsyan etmeye başladım ne olcak böyle diye.Yarım gün kreşe gidiyor.Gitmese napardım bilmiyorum.İnternetten araştırdım.3 yaş çocuğu olanların hepsi aynı dertten muzdarip.3 yaş sendromu.Pek de inanmak istemiyorum sendromlara ama belirtilerde gösteriyor.Bizim zamanımızda yoktu sendrom falan.Varsada terliği yedikmi bişeyimiz kalmazdı.Yada bir dışarı çıkar oynardık arkadaşlarla stresimizi atar eve gelirdik.Şimdiki sorun bence yalnızlık.Hepimiz evlere tıkılıp kaldık.Çocuklarımızda öyle yalnız.Ev oyuncak dolu ama gözümüz doymuyor.Aslında oyuncak lazım değil oynayacak arkadaş lazım.Baktım olcak gibi değil bu defa çok tehlikeli olmadığı sürece susmaya karar verdim.Aslında pimpirikli bir anne değilim.Ama okadar krize sokuyorki beni okadar tehlikeli hareketler yapıyorki söyleniyorum sürekli.Tek amacının beni ağlatmak olduğunu anladım.Bende umursamamaya çalıştım.Ve çok işe yaradı.
-'Anne bak yerlere tükürüyorum'
-iyi
-Anne bak nereye çıktım(sehpanın üstünde)
-Senin canın yancak banane
Ve buna benzer bir çok şey.Bir haftadır çok daha iyi.Çocuklar ne kadar zalim.Bana yaptığı hareketleride kimseye yapmıyor.En çok ben fedakarlık yapıyorum en çok ben hediye alıyorum sonuç sıfır.Sadece hediye almakla olmuyormuş bir pedegog demişti cezada vermek gerek.En sevdiklerini yasaklamak.Televizyon izleyemezsin gibi.Kısacası:Şimdi anne baba olmak çok zor.Çocuk olmanın zor olduğu zamanda çocuktum. Ebeveyn olmanın zor olduğu dönemde anneyim.Bütün annelere sabırlar dilerim.


KAR



17 Şubat 2012 Cuma

Oğlumla yaptık:gülen yüz kurabiyesi




Malzemeleri:
• 125 gr oda sıcaklığında tereyağı
• 1.5 çay bardağı pudra şekeri
• 2 yemek kaşığı sıvı yağ
• 1 yumurta
• 1 çay bardağı nişasta
• 2 su bardağı un
Kahverengi için:
• 3 yemek kaşığı kakao


Yapılışı:
1. Tereyağı, şeker, sıvıyağ, yumurta iyice karıştırıyoruz.
2. Nişasta un karışımıyla, kulak memesi yum. Hamur elde ediyoruz.
3. 15 dk. Kadar buzdolabında bekletiyoruz.
4. Hamurdan az bir parça ayırıp kakoyla karıştırıyoruz.
5. Beyaz hamuru çay bardağı yardımıyla yuvarlak kesip tahta şişlere batırıyoruz, kakaolu hamurdan gülen yüzler yapıyoruz.
6. Yağlı kâğıt serilmiş tepsiye özenle yerleştiriyoruz.
7. Önceden ısıtılmış 160 derecelik fırında 15-20 dk pişiriyoruz.
tarif alıntıdır.

ÖĞRENDİM

1- Kendimi neşelendirmek istedigim zaman en iyi yolun baska birini neşelendirmeye çalışmak olduğunu öğrendim.

2 - Bir bebeğin evlilik sorunlarını çözemeyecegini öğrendim.
...
3- Bir tartışmayı tatlıya bağlamadan yatağa gidilmemesi gerektiğini öğrendim.

4- İşyerinde romantik iliskiler aranmamasi gerektiğini öğrendim.

5- İnsanin kendisinden daha sorunlu birisiyle evlenmemesi gerektiğini öğrendim.

6- Çalıştırdığımız insanlara iyi davrandığımızda, onların da müşteriye iyi davrandıklarını öğrendim.

7- Bir toplantida zekâmı ya da sohbetimi göstermek konusunda tercih yapmak gerektiğinde sohbeti seçmenin daha iyi olacağını öğrendim.

8- İnsanlara iyi davranmanın hiçbir maliyeti olmadığını öğrendim.

9- Gerçekten yaşamaya başlamak için emeklilik beklenirse, çok uzun bir süre beklenilmiş olunacağını öğrendim.

10-İyi kalpli olmanin mükemmel olmaktan daha önemli oldugunu öğrendim.

11-Bir domuza ve bir çocuğa istedikleri her seyi verirseniz sonuçta çok iyi bir domuzunuz ve çok kötü bir çocuğunuz olacağını öğrendim.

12-Kimle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.(ALINTI)

BABA



Oğlum babasının resmini çizdi.2,5 yaşında bir çocuk için gayet başarılı.

13 Şubat 2012 Pazartesi

MASALLARDAN NELER ÖĞRENDİK


Sinderella
Hatun kısmısının gece 12den sonra sokakta işi yoktur.
Küçük ayak hem seri sonu indirimlerden hem de prens bulmakta avantaj sağlar!
Kendini kaptırma, neyin ne zaman balkabağına dönüşeceği belli olmaz.

Pamuk Prenses
Kadınlar kadınları kıskanır.
Aynalar yalan söylemez.
Durduk yere ormana gitmemelidir.
Her beleşe gelen elma yenmemelidir.
ݝlkyardım bilmek iyidir.
Prensleri cezbeden, uyanık olmayan? prenseslerdir.
Hayatınızı kurtaran küçük sandığınız insanları, önünüze ilk gelen prense takılıp terketmek ayıptır.
Nasibin seni nerede olsa bulur..


Uyuyan Güzel
Çirkin cadılar her partiye, toplantıya, güne davet edilmelidir, kesinlikle atlanmamalıdır.
Kızlar uyurken yaşlanmazlar.
Güzellik uykusu gerçektir. Uyku güzelleştirir, hücreleri yeniler, 100 yıl uyuyunca ipek gibi teniniz olur.
Tüm dünya "Dur bi bakayım şu sarayda ne var" merakıyla yanıp tutuşan yakışıklı prenslerle doludur. Dolayısıyla evde oturup kısmet beklenmelidir.


Rapunzel

Uzun saçların bakımı zordur lakin bir gün gerekli olabilir.
Kadınların en çekilmez yerleri saçlarıdır.
Saç, kadının süsüdür. Süs dışı işlevlere kullanırsan kopar!
Seni kurtarmak için bile olsa, saçını çeken prensten insana hayır gelmez.


Kırmızı Başlıklı Kız
Sokakta her gördüğün zibidiyle konuşulmaz.
Etraf evcil olmayan hayvanlarla dolu, dikkatli olmalıdır.
Bugün ninesini tanımayan, yarın kendini de tanımaz.



Çizmeli Kedi

Kedinizin bir bildiği vardır.

Çirkin Ördek Yavrusu

Güzelim deme bir sivilce yeter, çirkinim deme büyüyünce geçer.

Alice Harikalar Diyarında
Her tavşanın lafına kanma, her gördüğünün peşine takılma.

Ali Baba ve Kırk Haramiler
Şifreler iyi saklanmalı, onun bunun yanında bağırarak söylenmemeli, bankamatik kuyruğunda yabancılardan yardım alınmamalıdır.

Hansel ile Gretel (Oduncunun Çocukları )
Çocuklar evden kaçtıklarında geri dönüş yolunu bulmak için sepeledikleri materyalin yenmez, çürümez, paslanmaz alaşımdan yapılmış olmasına özen göstermelidir.
Çukulatadan evler yenmemelidir. Can boğazdan gelir, boğazdan da gider
Her yaşlı kadın nene değildir. Tüme varım olaraktan da her sakallı deden değildir.
Cadıları ittirmekte sakınca yoktur.
Kötüler eninde sonunda yanacaklar!...



kaynak:http://blog.haberturk.com/bb_e_r_n_aa/yaziD.asp?yID=184022&kID=4219

12 Şubat 2012 Pazar

ANNELER YARATICIDIR


Zor bir oğlum var.Çocuklara oyuncak almak yetmiyor.O oyuncak elinizde patlayabiliyor bazen.Dünyanın oyuncağını alıyorsunuz o yine tabak çanakla oynuyor.Motora biniyorum kask isterim diye tutturdu.Bende tavanın kenarlarından ip geçirip kask yaptım.Bu çocuklar yaratıcı olmaya durmadan düşünmeye zorluyor insanı.Biz çok safmışız çocukken.Şimdiki çocuklara aklımız yetmiyor.

EN KISA PERİ MASALI

Günlerden birgün bir adam bir kadina ‘benimle evlenir misin?’ diye sordu, kadin ‘hayir’ dedi.
Ondan sonra da kadin heep mutluluk içinde yasadi;
Rahatça aliverise gidebildi, arkadaslariyla martini içebildi, her zaman temiz bir evi oldu, kimsenin arkasını toplamadı, hiçbir zaman yemek pisirmesi gerekmedi, her zaman giysi ve ayakkabilarla dolu bir gardrobu oldu, hep zayıf kaldı ve hiç aldatılmadı .…
(ALINTI)

DEPRESYONDAYIM


Depresyondayım.Bazen ağır bir şekilde bazen hafif olarak geçirmeye, basit şeylerle mutlu olmaya çalışıyorum.On yıllık birikim var içimde.Herkesin hatası var.Benden bazı şeylerin acısı zamanla çıkıyor.En ufak şeyler gözüme batıyor.Bazense hiç aldırmıyorum.Basit şeylerle mutlu olmaya çalışmaksa kendini kandırmaktan başka bir işe yaramıyor.Herşey üstüme geliyor.Bir mezarlığa gitmek istiyorum.Ben hiç mezarlığa gitmedim.Belki bana iyi gelir.Hayatta ölüm var bunlar ne gereksiz şeyler diye düşünmek istiyorum.Bir ayet varya ''her canlı ölümü tadacaktır''diye beni acayip rahatlatır.ölüm var gerisi yalan işte.Depreyondan çıkmak için hayatımı birgün olarak planlıyorum.Önceki günden yarın neler yapabilirim diye planlıyorum.Amacım çok erken kalkmak aslında ama daha başaramadım.Böyle bir insan değildim.Daha neşeli daha
mutluydum.Şimdi erkek,kaynana,çocuk.anne,baba,kardeş görmek istemiyorum.Sadece yalnız kalmak istiyorum.Yalnız yaşamak istiyorum.Ama olmuyor olmayacak çünkü başkalarının mutluluğundan sorumluyum.

11 Şubat 2012 Cumartesi

OĞLUM

3 yaşında oğlumdan inciler

oğlum:anne süpriz yumurta aldınmı
ben:unuttum oğlum
oğlum:senin unuttum diyen dillerini yerim

ben hangi duvara vurayım kafamı bu sözlerden sonra .:))))




anne seni çok çok çok çok (çoklar çok uzuyor)seviyorum
bende aynı şekilde çokları uzatarak söylüyordumki
anne abartma istersen dedi:)))

çiçek kurabiyee






tarif alıntıdır.

eşimle birlikte yaptık.mutfakta bu tarz şeylerle uğraşmak depresyonuma iyi geliyor.

3 Şubat 2012 Cuma

Allahım evladımla sınama beni






Atopik dermatit.Yani çocuk egzaması.Oğlum doğduktan 2 ay sonra dirseklerde başlayıp sonra bütün vücuduna yayılan bize 2,5 yıl çektiren bir hastalık.Şuanda yok ama olmayacak diye birşey yok.Bu hastalık belkide ömrümden 10 yıl götürdü.En kötü yanı ise kaşınmak.Kaşımak istiyorsun ve kaşıyamıyorsun bir bebek için nasıl bir travma.Sabahları kalkınca bebeğini kanlar içinde (heryerini kaşımış yolmuş)görmek nasıl bir acı.Sürekli doktor doktor gezmek.Herşeyden bir çare aramak.Bir kremi 30ml ve 80 lira.Yalnızca bir hafta gidiyor.2 yaşından önce devlet karşılamıyor.Neden oluyor belli değil.Nezaman bitecek belli değil.Yolda en az yirmi kişinin sorduğu ne olmuş bu çocuğa böyle soruları?Lütfen bilginiz yoksa sormayın.Sizin merakınız anneye nasıl acı veriyor biliyormusunuz?İkeaya gitmiştik bir kere.Çocukların oyun oynadığı yerde oğlumla oynuyorduk.Bütün anneler çocuklarını uzaklaştırdılar bizden.Oğlumun ellediği hiçbirşeyi elletmediler.Onlarda haklı tabi.Çok ağladım.Haykırmak istedim orda bulaşıcı değil diye.Çok zor çeken bilir.Tedavisi yok.Bir ilacı olsa geçse bir ameliyat olsa bitse.Hani derlerya Allah dert veripde derman aratmasın aynen öyle.Son 6 aydır yok.Ama neden yok bende bilmiyorum.Oğlumun çektiği sıkıntıyı psikolojiyi düşünemiyorum.Bu hastalık yüzünden anne olduğumu bile anlamadım.Hayattaki en büyük dert evladın için hiçbirşey yapamamak bence.Allah kimseyi evladıyla sınamasın.

Leblebi gibi dağılan harflerim



Oğlumun hallettiği klavye. ve ben hala bu klavyede çalışıyorum.Utanıyorum eşim bilgisayarcı yazamıcam daha fazla:(((aşağıda feysbuk yorumları





ş.c. cnm bu ne hal.. :))

ben :oğlum çalışmış üstünde

n.b.ayy napmış kızz bu? kızımdda bizim laptop un çıkarmıştı bi tanesini hala takılamadı bu ne olcak böyle :)) ama çok komik tırtıklanmış

Ben:şuan böyle yazıyorum işte leblebi gibi yerlerdeydi anne benim işim var diyo

N.B tornavida verseydin eline yapardı benim yakışıklım


N.K hahaha süpermiş:)))))


M.B Benimkinin farklı versiyonu bu süper


n.t helal koçuma benim :)))



S.A bu gerçek mi :)



S.T valla pes ne diyim :D:D:D

Katlandığım kadar seviyorum seni


Eskişehir ne kadar içinde sevmediğim insanlarda olsa benim sevdiğim bir şehir. 8 yıldır her bayram ve tatillerde oradayım.Eşimin ailesi orda çünkü.Bu yıl yarıyıl tatili nedeniyle gitmek zorundaydık gene.Çünkü artık bir adet haline geldi.Onlarında hakkı tabi evlatlarını torunlarını görmek.Ama sevilmediğin yere gitmek sevilmediğini bilmek ölüm gibi.(yazar yukardaki sözleriyle çelişiyor burda)Şehirlerle meselem yok ordakiler problem.oğlum kreşe gidiyor ve iki gün gitmese soğuduğu için iki günlüğüne gidelim dedik.Doğumgününe de gelemediler oğlumun.Onu kutlamak bahanesiyle haftasonu orda olalım kurtulalım dedik.Ancak akşamdan başlayan kar gidemeyeceğimizi göstersede sabahtan kalktım.Gözgözü görmüyordu.Zaten içimde bir sıkıntı her gitmemde olduğu gibi.Sanki boynuma ip takmışlar öyle gidiyorum.Dedim bu havada gidilmez çocuk var sonuçta.Hastamız yok ölümüz yok çok şükür.Yollarda kalma ihtimali çok yüksek.Ama beyimiz annesinin korkusuna olmaz gidicez diye tutturdu.Oğlumdan hiçbirşey daha önemli değil deyip inatlaşmam sonucu ikna ettim.Annemi sen ararsın dedi.Oldu paşam dedim.Bu zevki yaşamak lazımdı ama neyse uğraşamam dedim.Annesi kırılcak bişi dicek diye ödü kopuyor.Sonra ben nasıl böyle adama saygı duyayım.Nekadar üzülsede kaynanatör bişi diyemedi tabi.Bizde yollara düşmekten kurtulduk.Eşim bunu aşamayacak biliyorum.Sabah kalkınca kendisi demeliydi gitmiyoruz diye.Ama nerdee?Bir erkeğin önce annesiyle ilişkisine bakmak lazımmış o hayatındaki ilk kadın.Onunla iletişim kuramazsa sizlede kuramazmış!