22 Şubat 2013 Cuma

İNCİTMEYECEK KADAR UZAK ÜŞÜTMEYECEK KADAR YAKIN OLMAK

Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler.
Ama en çok kayıp veren kirpilermiş.
Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok,
kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var.
Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm aramaya başlamış.

Tartışa tartışa, nihayet geceolunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına, birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş.

Böylece kirpiler birbirlerinin yakınlıklarından yararlanacak, aralarındaki hava tedavülünü önleyerek
donmaktan kurtulacaklarmış .

İlk deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler.

Ama başka bir problem çıkmış ortaya.Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş.

Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu seferde donmalar meydana gelmiş. Ne var ki, her gece kâh uzaklaşa kâh yakınlaşa, deneye yanıla , soguk havadan korunacak kadar yakın , bir birlerini incitmeyecek kadar da uzak olan , mesafeyı bulmayı öğrenmişler.

Bizim de uzun dikenlerimiz var.
Bunlar hayata karşı filtrelerimiz.
Bazen faydalı, bazen de zararlı
Çoğu zaman, kimseleri yaklaştırmıyoruz yanımıza.

Filtrelerimizden elemeden kimseleri sokmuyoruz hayatımıza
Ne var ki, paylasma ancak yakınlaşmakla mümkün.

Birbirini incitmeyecek kadar uzak, hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar da yakın olmayı , öğrenenlerden olabilmek dileğiyle..


ALINTI

21 Şubat 2013 Perşembe

OĞLUMDAN İNCİLER

Kapının zilinde babasının ve benim ismimin yazmasına yorumu(okuma bilmiyor ama bizim isimlerimizin yazılışını biliyor):
-Neden zilde benim ismim  yazmıyor?Ben yok muyum?Ben bu evde yaşamıyor muyum?

Bebek nasıl olurmuş?
-Allahüekber diye Allaha dua edersin Allahda karnına kondurur bebeği.

-Anne seni dünyada ki bütün hayvanlar kadar çok seviyorum.
hayvan gibi seviyorum mu demek istiyorum acaba?

20 Şubat 2013 Çarşamba

OKUNACAK KİTAPLAR

Bora'nın kitabı bitti bile.İşe giderken zor oluyor ama okumalıyım mutlaka.

19 Şubat 2013 Salı

İŞE GİDİYORUM VE SAÇLARIM UÇUŞUYOR



Oğlumun yaptığı bir resim.Ben işe giderken saçlarım rüzgardan uçuyormuş.Kendi baş harflerini de yapmış:))

18 Şubat 2013 Pazartesi

ANNEM BANA NE ALMIŞ?



Annem bana bunu bana almış.İşe başlamadan önceki hallerim ve herzamanki tembelliğim

17 Şubat 2013 Pazar

HAFTA SONU

İyiki doğdun dostum
         kahvede süperdi

 nefis brokoli çorbası ve çocuğa yedirmenin gönül rahatlığı.

                               
iyiki doğdun iyiki benim annem oldun
rahatlatıcı tarçınlı çay

                 Dizi keyfi ve kapanış














10 Şubat 2013 Pazar

HELAL OLSUN




Kızının, rahatsızlanan bakıcısını gece yarısında Okmeydanı Devlet Hastanesi’ne götüren Tuba Ünsal, acil servisi görüntüledi ve Twitter'da paylaştı.  Acil servis kuyruğunu görüntüleyen oyuncu, daha sonra şunları paylaştı:

“Peçete yok. Dezenfektan hiç yok”

“Bu gece Okmeydanı Devlet Hastanesi acil servisindeki doktorlara ve iş yapış şekillerine, adanmışlıklarına hayran kaldım”

“Hastaların suratı görünüyor olmasa bir sürü trajik fotoğraf var."

"Allah sabır versin hem doktorlara hem hastalara

Fotoğrafları gören takipçilerinden Ünsal'a yanıtlar da gecikmedi. Ünsal, özel hastaneye gitmesini öneren takipçilerine, “Fotoğrafları paylaştığım andan beri aldığım ‘özele git o zaman’ yorumları çok sert. Kabullenmişiz yani durumu. Paran yoksa bu duruma eyvallah mı ediyoruz?” şeklinde seslendi.

BAKANLIKTAN YANIT GELDİ

Ünsal'a yanıt Sağlık Bakanlığı’nın resmi Twitter adresinden geldi:
'Merhaba, yayınlamış olduğunuz fotoğrafları ekip arkadaşlarımıza ilettik. Duyarlılığınız için teşekkür ederiz.'
Ünsal'ın twitter hesabında tartışmaların sabah saatlerinde de devam ettiği görüldü.



Tuba Ünsal'ı tebrik ediyorum.İşte böyle olmak lazım.Çünkü onlar dikkatleri bu yöne çekince daha kolay cevap alabiliyorlar.Medyada paylaşıyorlar neticede.Hemen de cevap gelmiş zaten.


6 Şubat 2013 Çarşamba

ERKEKLERİN DÜŞÜNME TARZI

Erkeklerin Düşünme Tarzı

Genç bir erkeğin üç kız arkadaşı vardı ve hangisi ile evleneceğine dair karar vermesi gerekiyordu. Bir test yapmaya karar verdi. Her birine 1000 - € verdi.

Birinci kız arkadaşı kendisine yeni elbiseler ve ayakkabılar aldı, kuaföre ve güzellik salonuna gitti. Genç erkeğe geri geldiğinde söyle dedi: 'Senin için en güzeli ben olmak istiyorum, çünkü seni seviyorum!'.

İkinci kız arkadaşı yeni bir hokey takımi, video ve bir ay yetecek bira ile geri geldi ve söyle dedi : 'Bunlar senin için aldığım hediyeler, çünkü seni seviyorum!'.

Üçüncü kız arkadaşı bu para ile iyi bir yatırım yaptı ve kısa bir süre içersinde para kendini ikiye katladı. Bu karı yine yatırdı ve bu şekilde devam etti. Genç erkeğe geri geldiğinde söyle dedi : 'Senin bana verdiğin parayı çoğalttım, birlikte yaşayacağımız gelecek için, çünkü seni seviyorum'.

Genç erkek her üç kız arkadaşının yaptıklarından çok etkilenmişti. Bir süre için ortadan yok oldu ve arkadaşlarının verdiği cevaplar hakkında düşündü...

Çok iyi düşündü.... . . gerçekten çok, çok iyi düşündü...

Bu o kadar kolay verilebilecek bir karar değildi, işi çok zordu ......

Çok iyi düşündükten sonra en iri göğüslü olan ile evlenmeye karar verdi...



kaynak

2 Şubat 2013 Cumartesi

İLK KONUĞUMUZ EDA


İlk bloğumuzun sahibi EDA.
Kendisi evlenme sürecinde.Bu süreçte kendi deneyimlerini,fikirlerini,gördüklerini bizlerle paylaşıyor.
Bloğunun tanıtımı da şöyle yapıyor:


Herkese Merhaba,
Ben es wedding blogunun sahibi Eda, 1989 doğumlu okulundan yeni mezun bir bilgisayar mühendisi. Ne yazık ki henüz mesleğimi yapamıyorum, çünkü tatlı bir telaş içerisindeyim, Haziran'da olacak düğünüm için evlilik hazırlığı yapmaktayım :)
Böyle güzel bir hazırlık içerisindeyken bu blogu yazmaya başladım ve diğer blog sahipleriyle arkadaşlık kurmak istedim :)
Blogumda evlilik hazırlığıyla ilgili herşey var. Gelinlik modellerini, çeyiz alışverişleriyle ilgili ayrıntıları, bu süreçte neler yaptığımı, neler yaşadığımı, ev dekorasyon önerileri gibi tüm kadınları yakından ilgilendiren konuları paylaşmaktayım. Hepinizi beklerim, sevgilerimle :)



Eda 'nın bloğu için tık tık