17 Eylül 2012 Pazartesi

SEHPA YENİLEME

 Sehpa bu şekildeydi.Bu dvd kapaklarını da atacaktım.Bu şekilde kaplama yapmak geldi aklıma.Geçici bir şey ama şimdilik güzel durdu:))


15 Eylül 2012 Cumartesi

LA / SONSUZLUK HECESİ




Bir gün Sabâ Melikesi Belkıs’tan, Âdem’le Havva’nın hikâyesini anlamanın bütün bir insanlığın da hikâyesini anlamak manasına geldiğini öğrendim. İnsanın bütün halleri Âdem’de gizliydi ve bütün macera onun hikâyesinde özetlenmişti.

Bu cümleyi yıllarca içimde gezdirdim de bir türlü kalemi elime alamadım, anlatmaya kalkışamadım


Ne zaman ki, kalmaiçin değil uğrayıp geçmek için kadem bastığımız, kök attığımız değil kısa bir gölge saldığımız şu dünyada bir cennet sürgünüyle yazgılandığımı anladım ve Kelimeler Kitabı-çift isimler sahifesinde, Âdem’le Havva’nın yanına bir de Habil’le Kabil’i ekledim. O zaman anladım anlatma zamanının geldiğini.


Hikâyenin ismi düştü dilime bir gece: LÂ.


İLLÂ, dedim.


Bir ömür boyu aradığım hece harfinin LÂ olduğunu bildim.



Her zaman anlatılan Ademle Havva hikayesinden farklı.Daha duygusal daha şiirsel.Akıcı bir dil ve betimlemeler daha farklı yapıyor diğerlerinden.




üç şey seçtiler cennetten çıkarmak için:

Bir: Kelimeler

İki: Aşk

Üç: Annelik duygusu


Kelimeleri Adem yanına aldı, annelik duygusunu taşımak Havva'ya kaldı.

Ama aşk çok ağırdı.

İkisinin de, aşkı tek başına taşıması mümkün olmayınca, ikisinin zembili de aşkı bir başına kaldıramayınca, bölüştüler yükü. Yarısını Adem sırtlandı, aşkın yarısı Havva'ya kaldı.


Öyle sert düştüle ki dünyaya, bu fenaya, Adem2in dizlerinin bağı çözüldü, ciğerleri yandı. Nutku tutuldu. Üçüncü defa, bildiği kelimelerin hepsini önce unuttu. Sonra bir kısmını hatırladıysa da o bir kısmını kıyamete değin unuttu.


Aşk? Daha yollarda sakin durmamıştı bir türlü. Kabına sığmamıştı. Bir yarısı yollarda kayboldu. Getirebildikleri ancak öbür yarısıydı.


O gün bu gün yeryüzü kelimeleri yetersiz, aşk bu dünyada kusurlu.

Annelik duygusu?

Havva'nın cennet duygusu.

Gönül evinde, kadın bedeninde, tastamam duruyordu."


11 Eylül 2012 Salı

DANS ET BENİMLE

Çocuğunu evlatlık veren birisini tanıyorum. Bu yaptığı en zor şeydi. Ve tam olarak neler hissettiğini bilmesem de şunu biliyorum ki onu terk etmeyi asla istemezdi. Asla!" Hayatın dar patikalarında yürümeye bir dansla başlayan Jane, evlatlık verdiği, vermeye mecbur bırakıldığı, kızı Chloe'nun acı veren özlemini uzun seneler sessizliğe bürünmüş yüreğinde yaşar. Bir tarafta kızının hayatını altüst etmek istemezken öbür tarafta annelik duygularını dizginlemekte zorlanır. Chloe'ya ilk önce bir dost gibi yaklaşan Jane, ustaca kaleme alınmış bu romanda, kendini bir zamanlar yaşadığı zorlukları yaşayan kızına yardım ederken bulur. Uzun bir zaman yaşanmışlığını ve kalp kırıklarını onarmaya çalışan Jane'e hayat mutluluğa giden yolda yürümesi için artık göz kırpmıştır ve bir zamanlar onu karanlığa sürükleyen dans, ona yeni bir aşkı ve kızını geri vermiştir.



İlk sayfalarında sıkıldım biraz.Ancak devamı beni sardı.15 yaşında yapılan bir hatanın geri dönüşü.Bir annenin hissettikleri yaşadıkları.

5 Eylül 2012 Çarşamba

SANDALYELERİMİ YENİLEDİM

Sekiz yıllık sandalyeydi dört adet var balkonda kullanıyorum
Önce vidalarını çıkardım 

Sonra  parçaları kumaşla kaplayıp silikonla yapıştırdım.
Sonra sandalyeleri boyadım.



Vee işte sonuç.Maliyeti boya artı silikon 12 lira.Kumaş vardı.Nasıl olmuş?


3 Eylül 2012 Pazartesi

HERKES EMLAKÇI OLMASIN!

Uzun bir süredir ev arayışı içindeyiz.Az miktarda parayla çok miktarda kredi çekip ödemeyi planlıyoruz.Borç olmazsa insan hiçbir şey sahibi olamıyor.Bu arada baya tecrübelendik.
-Çarşıya pazara finans merkezlerine yakın diyorsa taa anasının nikahında  oluyor kendisi
-Herşeyi abartıyorlar.Muhteşem bahçe katı isteyenler!
-Kendi evlerini de komisyonla satmaya çalışıyorlar.Ev aslında arkadaşımın benim üzerime verdi satayım diye!
-Her önüne gelen emlakçı oluyor.
-Bazıları hiç bir iş yapmadan sekiz on milyar kazanabiliyor.Mesela bir sorun var gidin görüşün apartman yönetimiyle deniyor.Ama bu adamlar bizden sekiz milyar para almaya kalkıyor.Emlakçı komisyonu artı evin üzerinden kazandıkları para.Neden veriyorum ki bu parayı sen işimi halletmeyeceksen!Üstelik benden komisyonunu aldığın halde hala beni kazıklıyorsun.
-Bu işi layıkıyla yapan çok az.
-Maalesef her işte olduğu gibi bu işte de devletin bir yardımı yok.Tapu masrafı kredi masrafı şu parası bu parası dünyanın parası oluyor.Biz zaten hep böyleyiz.Evlenene de yardım etmeyiz; herkes kazıklamaya çalışır fotoğrafçısından akrabasına kadar.Ev alırken de öyle.
-Bizde var bir şey.Hangi bölgeye elimizi atsak emlak fiyatları tavan yapıyor.En pahalı semt haline getiriyoruz.Her işimiz böyle.Altın almak istesek altın yükselir,satsak düşer.Sayısal lotoda altıyı bilsek sayısal loto kaldırılır o derece:))

Allah herkesin yardımcısı olsun.Sevgiler.