3 Şubat 2012 Cuma

Katlandığım kadar seviyorum seni


Eskişehir ne kadar içinde sevmediğim insanlarda olsa benim sevdiğim bir şehir. 8 yıldır her bayram ve tatillerde oradayım.Eşimin ailesi orda çünkü.Bu yıl yarıyıl tatili nedeniyle gitmek zorundaydık gene.Çünkü artık bir adet haline geldi.Onlarında hakkı tabi evlatlarını torunlarını görmek.Ama sevilmediğin yere gitmek sevilmediğini bilmek ölüm gibi.(yazar yukardaki sözleriyle çelişiyor burda)Şehirlerle meselem yok ordakiler problem.oğlum kreşe gidiyor ve iki gün gitmese soğuduğu için iki günlüğüne gidelim dedik.Doğumgününe de gelemediler oğlumun.Onu kutlamak bahanesiyle haftasonu orda olalım kurtulalım dedik.Ancak akşamdan başlayan kar gidemeyeceğimizi göstersede sabahtan kalktım.Gözgözü görmüyordu.Zaten içimde bir sıkıntı her gitmemde olduğu gibi.Sanki boynuma ip takmışlar öyle gidiyorum.Dedim bu havada gidilmez çocuk var sonuçta.Hastamız yok ölümüz yok çok şükür.Yollarda kalma ihtimali çok yüksek.Ama beyimiz annesinin korkusuna olmaz gidicez diye tutturdu.Oğlumdan hiçbirşey daha önemli değil deyip inatlaşmam sonucu ikna ettim.Annemi sen ararsın dedi.Oldu paşam dedim.Bu zevki yaşamak lazımdı ama neyse uğraşamam dedim.Annesi kırılcak bişi dicek diye ödü kopuyor.Sonra ben nasıl böyle adama saygı duyayım.Nekadar üzülsede kaynanatör bişi diyemedi tabi.Bizde yollara düşmekten kurtulduk.Eşim bunu aşamayacak biliyorum.Sabah kalkınca kendisi demeliydi gitmiyoruz diye.Ama nerdee?Bir erkeğin önce annesiyle ilişkisine bakmak lazımmış o hayatındaki ilk kadın.Onunla iletişim kuramazsa sizlede kuramazmış!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder